Cumartesi, Mayıs 06, 2006

Evcilik oynamayı ne zaman unuttuk?

Hafta sonu geldi ya bizim küçük hanıma gün doğdu.
hafta içi çok az görebildiği anababasına şımarma, onları yönetme zamanı..
Ben de çok aşırıya kaçmadığı sürece bırakıyorum hafta sonu programını o yapsın.

Nitekim dünden kurmuş planını bizim küçük cadı. Dün teyzesinin kızı Naz la birlikte plan yapmışlar. Naz akşam bizde kalacak. Cumartesi yani bugün de ben onları gezmeye götüreceğim.

Naz'ın bizde kalması benim de canıma minnet. İkisi bir olup oyuna dalınca dünyayı unutuyorlar. Arada kavaga da edip küsmüyor değiller ama, pek uzun sürdüğünü görmedim şimdiye kadar.

Tek çocuk büyütmenin en zor yanlarından birisi; çocuğun yalnız kalması. Mesela evdeyiz benim işlerim var, Aşkım da oyun oynuyor. Bir süre sonra tek başına oynamaktan sıkılıp, yanıma geliyor ve "hadi anne evcilik oynayalım" diye yalvarmaya başlıyor. Tabi iş güç kalıyor. Biz Aşkım'la evcilik oynuyoruz. Ama yine de onun için tatmin edici olmuyor. Çünkü ben onun istediği gibi oynayamıyorum evciliği, sürekli beni yönlendirmek zorunda kaldığı için bir süre sonra oyunun keyfi kaçıyor.
"Anne, sen de hiç bir şey bilmiyorsun" sitemleriyle son buluyor evcilik oyunumuz.
Hayır! Ben evcilik bilirim yani bilirdim.. Hem de çok severdim ...
Peki, Ben ne zaman unuttum evcilik oynamayı?

Bu gerçeği keşfetmek bir süre için moralimi epey bozdu. Ben ki ortaokuldan başlayarak düzenli günlük tutmuştum. Ve günlük tutma sebebim de; büyüyüp de çocuklarım olduğunda, o günlükleri okuyarak onları daha iyi anlayabilme isteğiydi. Ama şimdi işe yaramıyorlar işte. Büyüdükçe, hafızamızdan çocukluğa, çocuk olmaya dair pek çok bilgi ve duygu siliniyor, anlamsızlaşıyor. Şimdi çocukken evcilik oynadığımı, oyunlarda hep anne olduğumu, çiçek yapraklarından renkli yemekler, pastalar yapıp ikram ettiğimi, inanılmaz bir hayalgücüyle oyunlar kurduğumu hatırlıyorum. Ama bunları nasıl yaptığıma dair en ufak bilgi yok hafızamda.

Off! Ne yapsam, kızıma oyun arkadaşı olsun diye bir çocuk daha mı doğursam?

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home